Türkiye’de Tütün Üretimi
Türkiye Tütün Üretimi
Tütün, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından 2000’li yılların başına kadar ülke tarımsal ekonomisinin lokomotifliğini yapmış, ülke insanına istihdam sağlamış ve ülkemizdeki kırsal alanların çölleşmesini önleyen özellikleri ile Türk Çiftçisine ve ülke ekonomisine hizmet etmiştir.
Çiftçi başına düşen ortalama 4-5 dekarlık alanlarda üretim yapan Türk tütün üreticisi, aile fertleri ile hep beraber çalışmaktadır. Türk tütüncülüğünde yetiştiricilik kıraç ve meyilli arazilerde yapıldığı için verim az olup, tarımsal mekanizasyon oranı düşüktür. Emek yoğun nitelikli olarak üretim yapılmaktadır. Bu bir bakıma istihdam sağlayarak işsizliğe çözüm olmakta, fakat diğer yandan üretim maliyetlerini zorlamaktadır.
1950 ile 2000 yılları arasında, şark tipi tütün üretiminde en parlak dönem yaşanmış ve dünya üretiminde Ülkemiz ilk sıraya yerleşmiştir. Genel olarak Türk tütüncüsünün de bu yıllarda gelir düzeyi artmıştır.
1961 yılında ilk olarak mahsulün maviküf hastalığına yakalanması, üreticilerin bu hastalıkla mücadele yollarını bilmemesi sonucu büyük bir hasar oluşmasına neden olmuştur. Daha önce ara ara destekleme kapsamına alınan tütün, 1960’lı yıllarda sürekli destekleme uygulaması kapsamına alınmış ve bu uygulama 2002 yılına kadar devam etmiştir. Destekleme alımlarının kaldırıldığı yıldan sonra tütün üretimi bariz olarak düşmeye başlamıştır. Destekleme uygulamaları Tekel’in Yaprak Tütün birimi tarafından gerçekleştirilmiştir.
1984 yılında Özal hükümeti tarafından sigara ithalatının serbest bırakılmasıyla, bunun bir sonucu olarak; 1990’lı yılların başlarından itibaren sigara içicilerinde Amerikan Blend sigara tüketiminin yaygılaşmasıyla yerli tütünlerden üretilen sigaraların tüketimin azalması; öte yandan uygulanan fiyat politikalarının girdi maliyetlerini karşılamakta yetersiz kalması nedenleriyle sonraki yıllarda şark tipi tütün üretimimizde büyük oranda azalmalar olmuştur. Üretimin en yüksek seviyede olduğu yıllarda üretici sayısı beş yüz binlerin üzerine çıkmıştır.
Tütünde destekleme alımlarının kaldırılması, girdi fiyatlarının artması ve tütün fiyatlarının düşük kalması nedenleri ile ya alternatif ürünlere dönülmüş ya da çiftçiler tütün tarımını bırakarak köylerinden göç etmek zorunda kalmışlardır.
Ülkemiz tütün üretiminde son yıllarda meydana gelen azalma temelde, Tekel’in destekleme alımlarına son vermesi ve ağırlıklı olarak alımlardan çekilmesi, özel sektörün ise alıcının istediği miktar kadar üretim sözleşmesi yaparak tütün alması ile bağlantılıdır. Özel sektör, satamayacağı tütünü ürettirmemektedir. Özel sektör açısından bakıldığında bu üretim miktarı yeterli görülebilir veya Tekel’in elindeki eski yıllar ürünü satın alınarak taahhütler yerine getirilebilir. Ancak, burada önemli olan; mevcut üretici potansiyelinin korunması olmalıdır. Çünkü üretici, çoğunlukla ekonomik nedenlerle, toprak yapısı uygunsa, tütüne göre getirisi daha fazla olan diğer ürünlerin ekimine yönelmektedir. Tütün ekiminden dönüş yapan bir üreticinin ise zor ve zahmetli olan tütün tarımına yeniden dönüş yapması ender görünen bir durumdur.
Üretim azalmasında bölgesel farklılıklar da önem arz etmektedir. Örneğin, en fazla üretimin ve ihracatın olduğu bölge Ege Bölgesi olup, alıcının talebi de çoğunlukla bu bölge tütünlerine yöneliktir. Karadeniz Bölgesi’ndeki tütün üretim maliyetinin yüksekliği, Marmara Bölgesi’nde ise tütün tarlalarının ağırlıklı olarak sanayiye açılması sonucu üretimin düşmesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi tütünlerinin ise ihracat potansiyelinin azlığı nedeniyle alıcısının pek fazla olmaması, Ege Bölgesi tütünlerine olan yönelişi artırmaktadır, Ancak, Ege Bölgesinin bazı yörelerinde alternatif ürün elde etme olanağının olması ile genel olarak tüm bölgeler için geçerli olan genç neslin tütün üretiminden uzaklaşması, öte yandan 2007 yılında Ege Bölgesinde ağırlıklı olarak hissedilen diğer birçok tarımsal ürün üretimini önemli ölçüde azaltan kuraklığın sonraki yıllara da yansıyacak muhtemel etkisi, iç tüketim ve ihracatla dengeli bir üretimin sürdürülebilirliği konusunda endişelere neden olmaktadır.
Bölgeler İtibariyle Üretim (Ton) | |||||||
Ürün Yılı | Ege | Marmara | Karadeniz | Doğu | G.doğu | Diğer | Toplam |
1925 | 19.022 | 24.704 | 15.064 | 744 | 0 | 59.534 | |
1930 | 25.538 | 9.098 | 11.682 | 1.016 | 3 | 47.337 | |
1935 | 15.977 | 8.597 | 10.188 | 2.142 | 21 | 36.925 | |
1940 | 36.091 | 14.952 | 16.666 | 3.606 | 42 | 71.357 | |
1945 | 30.894 | 15.541 | 20.271 | 2.414 | 479 | 69.599 | |
1950 | 55.492 | 14.494 | 18.962 | 3.720 | 659 | 93.327 | |
1955 | 70.922 | 18.320 | 27.521 | 2.612 | 769 | 120.144 | |
1960 | 85.833 | 22.223 | 27.931 | 2.820 | 369 | 139.176 | |
1965 | 85.165 | 14.430 | 24.328 | 7.834 | 618 | 132.375 | |
1970 | 102.067 | 11.904 | 20.742 | 14.346 | 801 | 149.860 | |
1975 | 200.822 | 28.377 | 56.224 | 37.819 | 720 | 323.962 | |
1980 | 132.812 | 10.266 | 40.266 | 43.743 | 1.261 | 228.348 | |
1985 | 112.839 | 4.787 | 24.823 | 15.381 | 11.263 | 1.309 | 170.402 |
1990 | 165.690 | 7.714 | 47.096 | 9.621 | 63.905 | 1.982 | 296.008 |
1995 | 111.491 | 3.333 | 26.950 | 7.679 | 49.981 | 5.006 | 204.440 |
2000 | 114.171 | 4.031 | 32.523 | 6.730 | 42.204 | 8.343 | 208.002 |
2005 | 83.442 | 1.597 | 17.624 | 6.266 | 20.148 | 6.170 | 135.247 |
2006 | 53.819 | 862 | 15.021 | 5.072 | 18.466 | 4.897 | 98.137 |
2007 | 38.557 | 722 | 13.160 | 3.987 | 14.730 | 3.428 | 74.584 |
Tüm bu çekinceler bazı firmaları, İzmir tütününü Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretme çalışmaları yapmaya yöneltmiştir. Ancak, tüm girdileri Türk Lirası ile olan, buna karşılık satışlarını dolar olarak gerçekleştiren ihracatçının, 2002 yılından beri TL’nin aşırı değerlenmesine, doların ise düşüşüne bağlı olarak iç piyasa maliyetleri yükselmekte, bu maliyet ise doğal olarak ihraç fiyatına yansımaktadır. Bu durumda, üretici yüksek maliyetlerle tütün üretiminde zorlanırken, ihracatçı firmalar kendi maliyetleri de bu paralelde yükseldiği için alım fiyatını daha fazla artıramamaktadır. Ancak küresel mali kriz ile birlikte Amerikan dolarına olan taleple beraber 2008 yılı eylül ayından itibaren doların TL karşısında değerinin artması tütün üreticisi ve ihracatçısını rahatlatmıştır.
Bu gelişmeler sonucu ihraç fiyatlarının yükselmesi kısa vadede ihracatımızın lehine gibi görünse de, yüksek fiyatlar nedeniyle yabancı alıcının Türk tütünü yerine, aynı tütünün üreticisi başka ülkelere yönelmesi kaçınılmaz görülmektedir. İlerleyen yıllarda da bu döngünün sürmesi durumunda, ihracatımızda ve sosyal hayatımızda olumsuz gelişmelerin yaşanmasına neden olabilecektir. Çözüm olarak her platformda, üreticinin bir şekilde devlet tarafından desteklenmesini gerekmektedir.
Türkiye’de son yirmi yılda sigara tüketimi %80 oranında artarak nüfusumuzun üçte biri sigara içicisi duruma gelmiştir. Erkeklerin yarısı, kadınların da %20 sinin sigara tiryakisi olduğu ülkemizde 18 yaş üzeri sigara içme oranı ise %33,4’dür. Halkımız her gün ortalama 15 milyon paket sigara tüketmektedir. Yani kişi başına yılda 76,1 paket sigara içilmektedir. Ülkemizde her yıl sigaraya bağlı hastalıklardan 100 bin kişinin öldüğü bilinmektedir. Yine ülkemizde 20 milyar TL’si tütün ürünlerine ödenen bedel olmak üzere, yangınlar ve tütün ürünlerinin sebep olduğu hastalıklar dâhil toplamda yılda 50 milyar TL harcanmaktadır. Sigara için kişi başına ortalama 250 TL harcama yapılmaktadır.
Son yıllarda Türkiye’de yıllık ortalama 115 bin ton sigara tüketilmektedir. Bu tüketim miktarı ile dünya sigara tüketiminde 7. sırada yer bulmaktayız. Tüketilen sigaraların yaklaşık %85’i Amerikan blend harmanlardan oluşan sigaralardır. Türkiye sigara pazarı bugün itibarıyla 11-12 milyar A.B.D. Doları büyüklüğüne ulaşmıştır. 1988’de 3,5 milyon dolar karşılığı toplam 610 ton ile başlayan tütün ithalatı, 2008 yılı sonu itibarıyla 81 bin tonu bulmuş ve karşılığında 350 milyon dolar ödenmiştir. Türkiye tütün ihracatı, genel ihracatımız içinde azalan bir eğilim içinde olup %1, tarımsal ürün ihracatımız içinde ise %3-5 oranında bir paya sahiptir.